6 Eylül 2010

O Kadın

Evet filmin adı bu kadar kısa belki ama anlatılanlar ve sezen aksu parçalara ile yapılan hikaye anlatımına diyecek kelime bulamıyorum mükemmelin ötesi desem abartmam herhalde...


Bir hikaye düşünün ki sizin hikayeniz ve bu hikayede konuşma yok zaten o dev kadronun konuşmasına gerekte yok usta sanatçı erol günaydın konuşuyor hikaye tadında anlatırken sezen aksu parçaları ile hikaye beynimize adeta işleniyor. Filmi izlemek için geç kalmadınız hala fırsatınız varken bence izleyin..






buda cd hali


4 Eylül 2010

Larissa Riquelme....

İşte beşiktaştaki formundan sonra milli takımdaki QUARESMA..

type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="400" height="334">
Q7 Milli takımda şov yaptı! | video.mynet.com


renkliler iyi izleyin.

2 Eylül 2010

Prekazi ateş püskürdü!




Prekazi içini Ligtv'ye döktü, Adnan Polat ve Adnan Sezgiz'e ateş püskürdü! 

Branislav Jovanovic olayının perde arkasını anlatan Cevad Prekazi, sert açıklamalar yaptı. Polat ve Sezgin tarafından İstanbul'a davet edildiklerini ama paçavra gibi bir kenara atıldıklarını söyleyen Prekazi, "Futbolcuyu alırlar, almazlar, önemli değil. Ama bana yapılanlar rezil davranışlar!" dedi.

Ligtv sitesi Genel Yayın Yönetmeni Cem Kurel'e konuşan Galatasaray'ın unutulmaz ismi Prekazi, Belgrad maçından bu yana yaşananları birer birer anlattı. İşte Prekazi'nin açıklamaları:

RIJKAARD JOVANOVİC'İ BEĞENDİ
OFK maçı sırası ve sonrasında Partizan'ın aslında en iyi futbolcusunun Branislav Jovanovic olduğunu söyledim. Ardından Adnan Polat beni aradı. Ben de kendisine Jovanovic'i anlattım. O da beni İstanbul'a çağırdı, futbolcunun CD'lerini istedi. İstanbul'a geldim, Polat Otel'de misafiriydim, Başkan'ı aradım, telefonunu açmadı. Ardından CD'leri Rijkaard'a yolladım. Ve Jovanovic'in futboluyla adeta Rijkaard'ın kopyası olduğunu, Frank'ın CD'leri izlediğinde kendi futbolculuğunu göreceğini belirttim.

BİZİ İSTANBUL'A ADNAN POLAT ÇAĞIRDI
Rijkaard CD'leri izlemiş ve Jovanovic'i beğenmiş. Bunu Adnan Polat söyledi. Bana futbolcunun fiyatını sordu. Ben de kendisine "Ben menajer değilim, para konuşmam ama sizin için öğrenirim" diye yanıt verdim. Sonra öğrenip aradım Başkan'ı, bonservisinin 1 milyon Euro olduğunu, Jovanovic'in de 50 bin Euro aylık istediğini söyledim. Başkan da "tamam" dedi ve Eskişehirspor maçından sonra yine aradı. Ve bizi İstanbul'a çağırdı.

BU İŞİ ADNAN SEZGİN BOZDU
Bu ana kadarki süreçte Adnan Sezgin hiç yoktu. Onunla hiç konuşmamıştım, hep Başkan ile görüşüyordum.

Zaten işi de Adnan Sezgin bozdu. Eskişehir maçının ertesi günü yani pazartesi sabahı Adnan Sezgin beni aradı. Ve parayı nereye yatıracakları gibi sorular sordu. Ben de ona "Ben menajer değilim, para işlerini bilmem. Gelince menajerlere sorarsın" diye yanıt verdim. Bana telefonda "Bugün İstanbul'a geleceksiniz" dedi. Ama 10 dakika sonra Adnan Sezgin bir daha aradı ve bu kez "Gelmeyin, ben sizi akşam ararım" dedi.

Futbolcu kulübünden bonservisini almıştı ve Adnan Sezgin bize gelmememizi söylüyordu. Ben de Yurdaşen Karahasan'ı aradım. Olayı anlattım, çok kızdı. Telefonu kapattık, 10 dakika sonra Adnan Sezgin yine aradı ve "İstanbul'a geliyorsunuz" dedi.

BENİM BİR ADIM VAR, MENAJERLİK YAPMAM!
İstanbul'a geldik ve görüşmeler başladı. Başkan'a "Ben para konularını konuşmam. 22 sene futbol oynadım, benim bir adım var. Ben menajerlik yapmam. 2 menajeri var, onlarla konuşun" dedim. Bunlar konuştular. Ardından Adnan Polat "Siz otele dönün ben sizi arayacağım" dedi.

BİZİ PAÇAVRA GİBİ ATTILAR
Sonra otele gittik. Ama ne arayan var ne soran. Kendimi çok kötü hissettim. Tamam, futbolcuyu beğenmezsin ya da anlaşamazsın. Herhalde daha büyük transfer bitirdiler. Buna kızmıyorum. Ama insan açar birşey söyler. Bizi paçavra gibi attılar, ortada bıraktılar. Ben sözümü tuttum ama Adnan Polat tutmadı. Beni İstanbul'a çağıran Başkan, sonrasında da aramalıydı.

REZİL BİR DAVRANIŞ!
Tek telimeyle rezil bir davranış!!! Bunlar beni artık ararsa tek laf konuşmam! Beni kullandılar! Cevad Prekazi'nin ismi belli, kimseyi kırmamış. Benim tertemiz bir kalbim var, leke getirmem. Ama onlar beni paçavra gibi kullanıp attı. Davranış rezil! Davranış rezil! Galatasaray'a hiç yakışmıyor! Sonra aradı Adnan Sezgin, kendini temizlemek için. Ama bu işi Adnan Sezgin bozdu.

POLAT ÖZÜR DİLEMELİ
Ben Galatasaray taraftarıyım, Galatasaray'a da Türk halkına da kırgın olamam. Hayatımın en güzel günleriydi Türkiye'de yaşadığım dönemler. Ama Adnan Polat beni arayıp özür dilemeli!

( Alıntıdır. yorumum kısa ve öz iki adnan galatasaraya fazla.)

Fatih Tekke...

Bana sorarsanız son 10 yılın bu coğrafyada ki en temiz golcüsü.
Diğerleri gol atarken “Burnunu mu karıştırıyor” demeyin.
Girdiği pozisyondan ne kadar gol çıkarttığına bakın.
Futbol tabiri ile yakaladı mı affetmez.
Siz yaşını,klasını tartışıp durun.
Bana kalırsa Beşiktaş formasını daha ilk giyişinde hakkını verdi armanın.
Nasıl mı ?
Ben Trabzonlu Fatihim”diyerek.
Oysa çoğunuz kıvırmasını beklediniz değil mi?
Siz onu kesin manşette yaparsınız şimdi.
Çünkü alıştınız ordan oraya geçip kıvıran dansözlere.
Halbuki ne demeliydi Tekke ?
Ben eskiden Beşiktaşlıydım.
Trabzon Sürmene de değil, Beşiktaş Abbasağa’da doğdum.
Babamın büyük büyük ve daha büyük babası Dolmabahçe Sarayında imiş.
Stadı’da İsmet Paşa’ya o yaptırmış.
Bak bunlarda küçüklük resimlerim.
Aslında siyah beyazdı da. Anam o zamanlar renklilerle yıkamış Bordo-Mavi olmuş.
Çocukken arkadaşlarım “Taka’ya binerken ben Arabaya binerdim.”
O yüzden bana Arabacı Fatih derler.
Hatta mahalle maçlarında herkes “Dobi Hasan”olurken, ben "Şekerbegovic olurdum.
Valla bak Yeminlen.Yalancı isem Şenol Güneş olayım.
Ya.İşte ben böyle Beşiktaşlıyım.
Nasıl iyi mi?
Şimdi sindi mi içinize Fatih Tekke ?
Yemezler.
Hele Beşiktaş’ta hiç yemezler.
Hiç uğraşmayın sizde yiyemeyeceksiniz.
Tekkeniz düşüp keliniz görünecek.
Askerlik yapmadı diyorsunuz ya.

Rahat olun.
Bugün birliğine teslim oldu Fatih.
Çünkü “Beşiktaş’a Hizmet Vatana hizmettir.
O arttık Beşiktaş’ın Askeri’dir.
Komutanı’da Schuster.
Kısacası,
Fatih Tekke Trabzon, Emret Komutanım.

Erdem ULUS 


Erdem abimiz her zamanki gibi döktürmüş bizede imzamızı atmak düşer.